Bir Hükümetin Portresi

“Devlet devrilmez ki, hükümetler devrilir. Zaten hükümetler geçicidir. Kalıcı oldular mı, demokrasi demokrasi olmaktan çıkar.” (Handan/Ayşe Kulin)

Yeni Bir Hükümet…

Takvimler 3 Kasım 2002 ‘yi gösterirken, Recep Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeni hükümeti olarak tarih sayfalarındaki yerini almıştı. Adalete, eşitliğe, demokrasiye ve aile kavramına oldukça önem veren bu yeni hükümet, henüz yüz yaşını bile doldurmamış Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurulduğundan bu yana bir türlü çıkamadığı düzlüğe çıkarmaya adaydı. Söylemler ve vaatler yolun sonundaki aydınlığa işaret etse de geminin dümenini ele alan zaman, ülkeyi tam tersi bir istikamete sürükleyecekti. 100. yaşını AKP hükümetiyle dolduracak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti zaman yolculuğunda hızla geriye gidecekti.

Büyük bir ekonomik krizin, 2001 ekonomik krizinin ardından seçilen AKP hükümeti, halkın değişim ve dönüşüm istediğinin bir kanıtı olsa da eşitlik, adalet ve demokrasi kavramları içinse ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Bazı kesimlerce öngörülen bu tehlike gerçeğe dönüşürken, bu tehlikede savunmasız konuma getirilenler ise kadınlar ve çocuklar olacaktı.

AKP Hükümetinde Yeni Türkiye

Seçildikten uzun bir süre sonra, ülkenin geçtiği çalkantılı dönemlerin getirisi olarak vaatlerini ve eylemlerini tam anlamıyla yerine getiremeyen AKP hükümeti, 2005 ve sonrasında vaatlerini ve eylemlerini yerine getirmeye, ülkedeki ekonomik olumsuzlukları gidermeye ve yol, köprü gibi hizmetleri halka sunmaya başlamıştı. Ülke, daha olumlu bir havaya bürünürken 2012 ve sonrası umutların karardığı, ülkedeki hava durumunun bundan sonra hep gri ve karanlık olacağı bir kırılma noktasıydı. Özellikle de AKP hükümeti için…

Z Kuşağı ve Tekrar Yaşanamayacak 21 Sene

2023 yılı itibariyle 21 senedir ülkenin başında olan AKP hükümeti, “Z Kuşağı” olarak adlandırılan, 2000 yılı ve sonrasında doğan jenerasyonun gördüğü tek hükümet. Bu hükümetin ideolojisine, yasaklarına ve kurallarına doğan bu jenerasyon, çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını bu hükümetin gölgesinde geçirdi ve geçirmeye devam ediyor. Dünün çocukları büyüdü, bugün ilkelerini hiç onaylamadığı bu hükümeti devirebilmek için sandığa gitti ancak ne geminin rotasını değiştirebildi ne de geminin kaptanını.

Kağıt, Kalem, Mürekkep…

21 yıldır değişmeyen, değişemeyen ya da değiştirilemeyen bu hükümet, bu sürecin her anında kötü değildi. İyi ve başarılı olduğu seneler de vardı. 21 sene önce değişimi ve dönüşümü gerçekleştireceğine inanılarak başa getirilen bu hükümet, bugün yine halkın çoğunluğu tarafından desteklense de halkın ciddi bir kesimi tarafındansa desteklenmiyor. Z kuşağı, desteklemeyen kesimin önemli bir çoğunluğunu oluşturuyor. Çünkü onlar, adalet, eşitlik ve demokrasi kavramlarının yanı sıra kültür, eğitim, gelecek ve umut gibi kavramların da altının boşaltıldığı bir çağın çocukları. Ekonomi, kültür, sanat, eğitim, umut, gelecek, adalet, demokrasi ve eşitlik kavramlarının çok daha kıymetli ve anlamlı olduğu zamanları yaşayamayan ama bu zamana ait hikayeleri sıklıkla dinleyen ve gerçekliğini sorgulayan bir çağın çocukları. Eskiyi özleyen, bu kavramları yeniden yaşatmak ve hayatın tüm alanlarına yaymak isteyen bir çağın çocukları.

Hayat denen bu yolculukta, bir daha yaşanamayacak çocukluk ve gençlik yılları, Z kuşağının heybesinde olumlu anlamda çok da yer kaplamıyor. Ancak onlardan önceki kuşağın heybesindeyse oldukça değerli zamanlar ve anılar bu yıllar. Biz de hem Z kuşağının bir parçası hem de iki neslin heybesindekileri merak eden bir ekip olarak bu hükümetin portresini, hazırladığımız belgeselle anlatmak istedik. Türkiye, 21. yüzyılda zaman yolculuğunda hızla geriye giderken, biz de sizlerle zamanda yolculuk yapmak istedik.

Biz ekip olarak biliyoruz ki heybemizin içine koyduklarımızda siyasetin, dinin, ekonominin ve yaşadığımız ülkenin şartlarının etkisi yadsınamaz. Ancak bu devrilmeyen ve sarsılamayan iktidarın arkasındaki güç Tanrı’nın kaleminden akan mürekkeple yazılan kader mi yoksa Tanrı’nın her insana bahşettiği, mürekkebi akıl olan kalemin kağıtla buluşup yazıya dökülürken birçok eksikliğe, liyakatsizliğe, sorgulamamaya, analiz edememeye ve fanatikliğe mağlup olması mı?

Tüm bu soruların cevabı, herkesin içini açtığı, öğrencilik yıllarına döndüğü, kendi olduğu, o yılların ekonomisine, kültürüne, sosyal hayatına, önemli olaylarına ve öğrencilik yıllarına dem vurduğu Bir Geçmiş Belgeseli’nde.

Umuyoruz ki bu belgesel, 21 yıllık bu hükümetin dünü ve bugünü arasında köprü görevi görürken kültürel, sosyal ve ekonomik açıdan zihinlerde ve vicdanlarda dünün, bugünün ve yarının da muhasebesini beraberinde getirir.

Herkese iyi seyirler…



Bir Geçmiş Belgeseli Ekibi